İçeriğe geç

Su

– Yaratıcı Yazma Atölyesi adlı çalışmada yarım saatte yazdığım bir hikaye. Atölyenin o günkü amacı duyulara odaklanmaktı.

Floresan lambanın ışığı göz kapaklarımın içine işliyordu. Hiçbir şey yoktu; yalnızca ak pak bir ışık. Bir an kendimi plajda güneşleniyormuş gibi hissettim. Ama o bitmez tükenmez dalga sesleri yoktu; onun yerine duygusuzca dıt .. dıt sesleri çıkaran bir makine vardı.

Nefes almak için uğraşmıyordum; havanın kendisi geliyor, biraz soğuk olduğu için de göğsüme tatlı bir serinlik dolduruyordu.

Yutkundum Yutkunur yutkunmaz narkozdan arta kalanları hissettim boğazımda. Tadı belirsizdi; mide bulandırıyordu.

Yutkunur yutkunmaz, kurumuş; hatta neredeyse kavrulmuş dudaklarımı hissettim. Su, su dedim içimden, kimse duymadı. Konuşmak, mırıldanmak, o iki basit harfi ağzımdan çıkarıp atmak çok zor geldi. Önce hafifçe ağzımı açmalı, ki bunun için kurumuş ve birbirine kenetlenmiş dudaklarımı ayırmam gerekiyordu, sonra nefesimi vermem, ses çıkarmam ve hafifçe dilimi yukarı kaldırmam. Önce içimden denedim; dilimi kaldırdım hafifçe; o an ağzımı açsam söyleyebileceğim gibi geldi ve denemektense o anda söylemenin iyi olacağına karar verdim:

“Su…”

Bir anda birileri telaşla ayaklandı, “Su dedi, değil mi?” diye konuşanlar oldu. Ama hepsini çok bulanık duyuyordum, bir de kulağıma durmayan bir çınlama yerleşmişti. Bir yandan dıt dıt sesleri, bir diğer yandan şu bitmek bilmeyen çınlama. Çınlama adeta beynimi inletiyordu; öyle ki kulaklarımı koparıp atmak istedim.

Birden dudağımda bir ıslaklık hissettim. Ama hayır, o ıslaklık dudağımdan öteye gitmemişti. Sonra anladım ne olduğunu; o ıslaklık, havlu mendile dökülmüş birkaç damlanın ıslaklığıydı. Havlu mendille dudağım siliniyor, silinen yerler sudan dolayı mest oluyor ama daha ve daha fazlasını istemeden edemiyordu.

Ama bir süre sonra bu sulama bitti. Dudaklarım hızla kurumaya başladı. Floresan ışık, kuru dudaklarım, dıt dıt sesleri, çınlamalar, sanki mikrodalga fırına konmuştum ve pişiyordum.

Birden dıt dıt sesleri arttı. Birileri telaşla ayaklandı, “Doktor!” diye bağıranlar oldu. Çınlamalar yavaşça son buluyor, floresan ışık kapanıyor ve ben sanki tüm hayatımda yalnızca bir damla su istemiş de elde etmişçesine mutlu bir şekilde kayboluyordum.

*Asıl halinden farklı olarak, birkaç kelime değiştirilmiş ve birkaç kelime de eklenmiştir.

Kategori:2011diğerGenelhikayesu

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir