Yaratıcı Yazma Atölyesi’nden. Sırf diyaloglar üzerinden yürütülen bir hikaye. İlk konuşan karakter manikürcü/pedikürcü, diğeri ise kulak burun boğazcı (Metinde M ve K).
M: Ay!
K: Uups..
M: Ay inanmıyorum ya! Şimdi olcak iş mi?
K: …
Yaratıcı Yazma Atölyesi’nden. Sırf diyaloglar üzerinden yürütülen bir hikaye. İlk konuşan karakter manikürcü/pedikürcü, diğeri ise kulak burun boğazcı (Metinde M ve K).
M: Ay!
K: Uups..
M: Ay inanmıyorum ya! Şimdi olcak iş mi?
K: …
– Yaratıcı Yazma Atölyesi adlı çalışmada yarım saatte yazdığım bir hikaye. Atölyenin o günkü amacı duyulara odaklanmaktı.
Hızlı hızlı yürüyordu kaldırımda. Gören onu bir yere yetişmeye çalışıyor zannedebilirdi; ama o aylardır bir yere yetişmeye çalışmıyordu. Hayır, bu yağmurun yeni dindiği ve gün ışığının bulutların arasından zorla çıkmaya çalıştığı öğle vaktinde onun tek istediği hava almaktı. Hep yağmurun dindiği o anı eşsiz bulmuştu şu hayatında: Ortaya ferah bir koku yayılır, arabaların yolda sıçrattıkları su damlacıkları müziklerin en güzelini oluşturur ve ıslak asfalt görüntüsü şu şehri yeni ağlamış gibi gösterirdi. Sırf bu anı yaşamak için çıkmıştı dışarı.
Bu hikâye Şiar dergisinin 34. sayısında (Mayıs-Haziran 2021) yayımlanmıştır.
Bir ihtiyar. Sahilde yürüyor. Çok eski bir yaz tatilinden kalmış gibi duran bir şapka başında. Altında sarısı solmuş bir şort, üzerinde ise yeşil bir kısa kollu. Uzaktan bakan biri onu spor olsun diye yürüyüş yapan dinç bir emekli zannedebilirdi; ancak sağa sola yalpalayan ihtiyarın sarhoş olduğu kolayca koklanabiliyordu.
Geçerken.