İçeriğe geç

Asansör

Yaratıcı Yazma Atölyesi’nden. Sırf diyaloglar üzerinden yürütülen bir hikaye. İlk konuşan karakter manikürcü/pedikürcü, diğeri ise kulak burun boğazcı (Metinde M ve K).

M: Ay!

K: Uups..

M: Ay inanmıyorum ya! Şimdi olcak iş mi?

K: …

M: Ay nerede acaba şu imdat tuşu? Beyfendi, basabilir misiniz şu tuşa?

K: …

M: Beyfendi! Alo, beyfendi kime diyorum?!

K: Aaaa!

M: Ay, durun beyfendi, sallamayın asansörü, ay ya korkma-

K: Aaaa!

M: Ay lütfen beyfendi, sakin olun! A, a, çattık valla… A, aaa, a a, bayıldı valla! Ay beyefendi, bunun yüzü de nerede ki, hah, ay beyefendi kendinize gelin! Ay ağlamaz mısınız lütfen?! Sadece asansörde kaldık.

K: Burada, burada ölücez!

M: Beyfendi, saçmalamayın, özel bir hastanedeyiz farkındaysanız! Adamlar şimdi şipşak halleder şu asansörü.

K: Ö-ö-lücez! Hava git gide azalıyor; önce kanımızdaki oksijen seviyesi düşecek, sonra akciğerler daha çok çalışacak, bronşlar açılacak-

M: Ya beyfendi, keser misiniz saçmalamayı? Ölmiycez, Allah Allah! Heh, şu tuşa da bastım, şimdi hemen müdahale eder-

K: -Sonra hava bitecek, nefes alamayacağız, bronşlarımız-

M: Kime laf anlatıyorum, amaan… Çattık hee.

K:-Sonra da kanımız sırf karbondioksit dolu halde ölücez!

M: Heh, iyi, bitti mi? Oh ya Rabb’im, şükür…

K: … İşi de alamıycam. Ölücez çünkü.

M: Hah, oh be! Ölmiycez işte, asansör yine çalışı-

K: Aaa, yine durdu işte! Kesin ölücez! Aaa!

M: Of ya Rabbi sabır… Al işte, telefon da çekmiyor ki. Ya, bakın şu asansöre ya! Kocaman özel hastanesiniz!

K: Kapıya vurmayın boşuna, konuşmayın da. Bunları yaptıkça daha çok oksijen tüketiyoruz.

M: Ooof…

K: Ay, beş dakika oldu be, hadi alın artık beni şu manyağın yanından! Ne, daha bekleyecek miyiz? Tu sizin özel hastaneliğinize!

M: K-kalamayız, yoksa ölücez!

K: Hey Allah’ım ya Rabb’im sabır ver bana!

M: Çıkalım mı?

K: Ne? Ben, senle-

M: Ya manyak mısın? Burada ölücez ve sana çıkma teklifi mi ettiğimi düşünüyorsun? Asansörden çıkmalıyız! Yoksa ölücez!

K: Eeh, yeter be! Ölücez deme artık! Nasıl çıkarız onu söyle!

M: Ş-şey, bir filmde asansörün tavanını açıyorlardı. Şöyle, ince bir şeyle tahtanın arasına girip şu tahta blok gibi bir şeyi çıkarıp oradan çıkıyorlardı.

K: Y-ya, aman neyse, birazdan çıkaracaklar, maceraya gerek yok!

M: Ö-ö-ölücez ama burada-

K: Aman be!

M: Hava azaldı! Daha çok nefes alıp veriyorsun, terliyorsun değil mi?

K: Evet de-

M: Hava azaldı işte! Çıkmalıyız buradan!

K: Aman be, tamam, bıktım şu vesveselerinden! Törpüyle açabilir miyiz şunu?

M: D-deneyeyim. Şöyle telefon ışığını tutarsan-

K: Neyse ki işten direkt gelmişim.

M: Nesiniz ki, yani işiniz-

K: Manikür-pedikür canım

M: Hm, anladım.

K: Siz ne işine geldiniz buraya?

M: Kulak burun boğazcıyım ben. Aha, açıldı. Oley! Hava, hava, hissediyor musunuz havayı?

K: Tövbe tövbe… He he, evet canım, oh mis! Hey, yukardakiler! Biz kabinden çıktık, artık şu kapıyı açıp alsanız bizi?

M: Ah, ışık! Hava! Ölmiycez!

K: Bu iş burda bitmedi! Ben sizi şikayet etmezsem! Özel hastanede ne rezillik bu?! Yok, anlamam öyle özür mözür…

M: Şey, benim iş görüşmesine gitmem lazım da, teşekkürler törpü-

K: He he, tamam. Var ya sizi ben-

M: Siz nereye gidecektiniz?

K: Kemoterapiye de, sanane bundan?! Var ya ben tek tek her birini-

M: D-demek o yüzden korkmadınız.

K: Ne diyorsun, neyden korkmamışım?

M: Ölmekten.

Kategori:2011diğerGenelhikayeyaratıcı yazma

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir